Meslektaşımız Ahmet Bitki Bakıcısı

Çiçekler hakkında... Arılar hakkında değil...
Yaklaşık bir yıl önce Kapadokya'da seyahat acentemizi açtık. Lale aslında Türkiye'den geldiği ve günümüzde çok Hollandalı olduğu için, logomuzda bir lale olmalıydı. Açılışla birlikte çok sayıda çiçek ve bitki aldık. Zamanla birçok bitkiyi elden çıkardık. Logomuzda bir lale ve ofisimizde bir sürü çiçek ve bitki ile, dükkânımız bir seyahat acentesinden çok bir çiçek ve bitki dükkânına benziyordu.
Ahmet de en iyi bitki bakıcısı değil. Dün bana ilkokulda küçük bir çocukken müdüre sık sık nasıl yardımcı olduğunu anlatan bir anekdot anlattı. Müdürün küçük Ahmet'e karşı bir zaafı vardı. Birbirlerini çok severlerdi. Cuma öğleden sonraları, haftanın kapanışında, sık sık Türk bayrağını taşımasına izin verirdi, bu hala büyük bir keyifle hatırladığı bir şeydi.
Bir gün müdürün bitkilerine bakmasına izin verildi. Küçük Ahmet, iki saatten fazla sürdü. Bitkilerin çok küçük yaprakları vardı ama üzerinde bir toz tabakası vardı. Bu yüzden bir sulama kabı ve bir bitki spreyi ile yaprak yaprak temizledi. Üç gün sonra müdür Ahmet'e ne yaptığını sormaya geldi. Tüm bitkileri ölmüştü. Ahmet sulama kabını ve bitki spreyini gösterdi. Bitki spreyi doğruydu, ancak içindeki sıvı camları temizlemek içindi.
O andan itibaren müdürün bitkilerine bir daha asla bakmadı, ama okulun sürekli bayrak taşıyıcısı olarak terfi ettirildi.
Şu anda ofisimizde duran o tek bitkiyi kalbiyle koruyor.